Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi/ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü

KMÜ’DE ANKSİYETE VE DEPRESİF BOZUKLUKLAR KONFERANSI

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde (KMÜ) Sağlık, Kültür ve Etik Öğrenci Topluluğu tarafından ‘Gençlerde Anksiyete ve Depresif Bozukluklar’ konulu konferans düzenlendi. Karaman Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Fatih Ercin’in verdiği konferansa KMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karataş, Genel Sekreter Ahmet Tüfekci, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Konferans Salonunda düzenlenen konferansta insanlarda genellikle gençlik çağlarından itibaren başlayan anksiyete ve depresif bozuklukların nedenleri ve insan yaşantısına etkileri irdelendi.

“Gençlerimiz bizim için çok önemli”

Uzman Dr. Fatih Ercin, anksiyete ve depresif bozukluklar şeklinde gelişen sağlık sorunlarının genç yaşlarda kendisini gösterdiğini ifade ederek, “Gençlerimizin iyilik hali ve ruh sağlığı bizler için çok önemli. Sorunların kaynağına inerek gençlik yıllarında kontrol altına alabilirsek bu tip sağlık sorunlarının yaşanma oranını da azaltabiliriz.” dedi.

Anksiyetenin canlılarca yaşanan kaygı, korku, gerilim, sıkıntı hali olduğunu söyleyen Ercin,  hastalığın, nedeni bilinmeyen kaygı ve endişe durumlarından kaynaklanabileceğini belirtti. Ercin, “Temelde bir iç çatışmanın ürünü olan anksiyete benlik ile altbenlik ya da benlik ile üstbenlik arasında oluşan çatışmadan kaynaklanır. Altbenlikten haz ilkesi doğrultusunda doyum arayan dürtüler, üstbenliğin gerçekleri tarafından engellenir. Olayın nedeni kişinin kendisi tarafından nasıl yorumlandığı, nasıl algılandığıdır. Olayların, çarpıtılmış düşünce dürtüleriyle algılanması sonucunda anksiyete ortaya çıkar.” diye konuştu.  

“Yaygın anksiyete günlük yaşamda karşılaşılan durumlara yöneliktir”

Anksiyetenin insanlar üzerindeki fizyolojik belirtilerine de değinen Uzman Dr. Fatih Ercin, hastalarda çarpıntı, kan basıncı değişiklikleri, yüzde kızarma, nefes darlığı, boğazda düğümlenme, boğulma hissi, yutma güçlüğü, bunaltı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi çeşitli değişimler yaşanabileceğini söyledi.

Anksiyetenin çeşitleri hakkında da bilgi veren Uzman Dr. Fatih Ercin, “Yaygın anksiyete bozuklukları en az altı ay süreyle hemen her gün görülen, birçok olay ya da etkinlik hakkında aşırı kaygı durumunda ortaya çıkar.  Endişelerin çoğu günlük yaşamda rutin olarak karşılaşılan durumlara yöneliktir. Ekonomik durum, aile üyelerinin ve kendinin sağlığı, ev işleri, onarımlar, randevuya geç kalma gibi etmenler etkili olabilmektedir. Yaygın anksiyetede uykuya dalmada güçlük, huzursuzluk, kas gerginliği gibi belirtiler yaşanır.” dedi.  

“Sosyal çevrenin beklentileri ve baskısı sınav kaygısını arttırır”

Sınava girecek öğrencilerin yaşadıkları kaygı sorunlarına da değinen Uzman Dr. Fatih Ercin,   sınav kaygısı yaşayan öğrencilerin başarısında belirgin bir düşüş gözleneceğini belirterek, öğrencilerde ders çalışmayı erteleme, sınav ve hazırlığı hakkında konuşmayı reddetme, soru sorulmasından rahatsız olma, dikkat dağınıklığı, odaklanamama, fiziksel yakınmalar gibi pek çok faktörün gözlemlenebileceğine dikkat çekti.

Dr. Ercin, sınav kaygısının bunaltıya eğilimli kişilik yapısı olan öğrencilerde daha sık görüleceğini ifade ederek, “Sosyal çevrenin beklentileri ve baskısı sınav kaygısını arttırır.  Sürekli olarak benzer uyarılarda bulunmanın gençlerde daha fazla baskı yarattığı görülmüştür. Daha seyrek aralıklarla uyarılarda bulunarak, ılımlı bir yaklaşım geliştirmek daha pozitif bir katkı sağlar.” dedi.

Uzman Dr. Fatih Ercin, normal seviyede zekaya sahip bir kişinin kaygı problemi yaşıyor olmasını ise bu kişinin çalışma motivasyonunun düşük olması, B12 başta olmak üzere vitamin ve mineral eksikliği, zihinsel doluluk ve meşguliyet, uyku bozukluğu gibi etmenlerden kaynaklı olabileceği şeklinde açıkladı.

Konferans, KMÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karataş’ın, Uzman Dr. Fatih Ercin’e teşekkür belgesi vermesinin ardından sona erdi.

           

Okunma Sayısı: 36