MEMLÜKLER DÖNEMİ KAYNAKLARI
1. Baypars Tarihi al-Melik al-ZahiR ( İbn Şeddad)
Sultan Baybars devrinde Memlûk mâlî divanında çalışmış olan İbn Şeddâd (öl. 1285) Sultan Baybars, Kalavun ve Halil dönemlerinde sır kâtipliği ve inşa divan başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. Sultan Baybars’ın hayatını ve faaliyetlerini konu almaktadır. Baybars’ın Çukurova üzerine gerçekleştirdiği seferler hakkında bilgi vermektedir.
2. Mesâlikü’l-Ebsâr fî Memâlüki’lEmsâr (Türkler Hakkında Gördüklerim ve Duyduklarım) ( Şihabeddin b. Fazlullah el-Ömerî)
Şihabeddin b. Fazlullah el-Ömerî, 1300 tarihinde Dımaşk’ta doğan müellif, 1348 yılında vefat etmiştir. Kendisi Memlûk Devletinde kadılıktan nazırlığa kadar birçok görevlerde bulunmuştur. Eserde, Anadolu Beylikleri ve hâkim oldukları coğrafya hakkında bilgiler bulunmakta olup, bu coğrafya ilgili Sivrihisarlı Şeyh Haydarü’l-‘Üryan ile Cenevizli Balaban’dan duymak suretiyle toplamıştır. Kösedağ savaşı, Moğol istilası, Beyliklerin teşekkül süreci ve Memlûklerin Çukurova ve Anadolu üzerine seferlerini içermektedir. Kitapta Karamanoğullarının Kilikya Ermeni Krallığı ile girdiği mücadeleler hakkında bilgi bulunmaktadır. Bu eserin Türklerle ilgili olan 3. cildi Türkçeye kazandırılmıştır.
3. Subh el-Âşâ fî Sınâat el-İnş, el Kalkaşandî
Ahmed b. Ali el-Kalkaşandî tarafından yazılmış olan eser, Memlûk Devleti’nin Mısır ve Suriye’deki idâresi hakkında mufassal malumât vermesinin yanında genel olarak Ortaçağ Türk-İslam Devletleri hakkında bilgi veren bir kaynaktır. Kilikya bölgesi hakkında önemli bilgiler içermektedir.
4. Kitab es-Sülûk li-Ma’rifet Düvel el-Mülûk (Makrizi)
XV. yüzyıl Memlûk tarihçilerinden olan Makrîzî (öl. 1441)’nin kaleme almış olduğu Kitab es-Sülûk, Memlûkler ve bu devletin Çukurova’ya yönelik seferleri ile Memlûklerin Anadolu Beylikleriyle olan münasebetleri hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Eser 1181 yılı hadiseleriyle başlayıp 1441 tarihinde son bulmaktadır. Karamanoğullarıyla ilgili önemli bilgiler vermektedir. Arapça kaleme alınmış olan eserin Osmanlılar, Karamanoğulları Beyliği ve diğer Batı Anadolu Beylikleriyle ilgili kısımları Cüneyt Kanat tarafından Türkçeye kazandırılmıştır.
5. en-Nücûmü’z-zâhire fî mülûki Mısr ve’l-Ķāhire ( Ebû el-Mehâsin Cemâleddin Yusuf b. Tağrıberdi)
Ebû el-Mehâsin Cemâleddin Yusuf b. Tağrıberdi, İbn Tağrıberdi (öl. 1469), Makrîzî (öl. 1441) ve Aynî’nin (öl. 1451) vefatlarından sonra Mısır tarihçilerinin lideri durumuna gelmişti. Hayranlık duyduğu ve eserlerinde “şeyhimiz” diyerek andığı Makrîzî’nin açtığı Mısır tarihçiliği sürdürdü. Mısır tarihçiliğinin altın devri sayılan XV. yüzyılın en başarılı tarihçilerinden biri olarak çok sayıda eser telif etti. İbn Tağrıberdi mukaddimesinde, bu kitabı herhangi bir sultan veya Emirin isteği olmaksızın, kendi arzusuyla yazdığını söylemekteyse de sonlara doğru el-Melikü’z-Zâhir Çakmak’ın oğlu Emir Muhammed’in teşvikiyle yazdığını açıklar. Genel bir Memlûk tarihi olan bu eser, Memlûk Sultanların tahta çıkış kronolojilerine göre sıralanıp dönemleri hakkında bilgiler verilmişti. Bu eserde Memlûk Karamanlılar ile birlikte Çukurova’ya yönelik politikasını, yine Karamanoğlu Memlûklerin Tarsus üzerine mücadeleleri, Karamanoğlu II. Mehmed’in Mısır’daki sürgünü, Karamanoğullarının Memlûklere karşı Kıbrıs Latin Krallığı ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Eser’in Memlûklerle ilgili kısmı Türkçeye çevrilmiştir.
6. Ikd el-Cuman fî Tarih-i Ehl ez-Zemân
Eseri hilkatten 1446 yılına kadar gelen hâdiseleri içeren genel bir tarihtir. Bu eser Memlûk devri tarihi için oldukça ehemmiyetlidir. Çünkü el-Aynî, Türk asıllı olması ve Türkçeyi iyi bilmesi sebebiyle sultanlar ve ümera katında yüksek bir itibar ve mevki kazanmıştı. Çağdaşı müelliflerin ulaşamayacağı belge ve bilgilere ulaşmış, olayları bizzat yaşayanlardan sorup öğrenebilmiştir. Ikd el-Cuman’da Karamanoğullarıyla ilgili ilk kayıt 1389-90 tarihleri ile başlayıp, 1443-1444 tarihli hadiselerle bitmektedir. Kitabın XV. Yüzyıla ait kayıtları Kâzım Yaşar Kopraman tarafından doktora tezi olarak hazırlanmış olmasının yanı sıra doğrudan Karamanoğulları ile ilgili kısımlar da yine aynı müellif tarafından müstakil bir şekilde ilim dünyasına sunulmuştur.