Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Proje ve Teknoloji Transfer Ofisi (PTTO) tarafından ‘Teknokentte Girişimcilik’ konulu bilgilendirme semineri düzenlendi.
“PTTO, fikirleri hayata geçirmenin en temel basamağıdır”
Seminerde ilk olarak KMÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Enes Yiğit, PTTO’nun yapısı ve işlevi hakkında açıklamalarda bulunarak şunları ifade etti: “PTTO, fikriniz varsa eğer bunu hayata geçirmek için en temel basamaktır ve enstitü, laboratuar, araştırma merkezi, öğrenci konseyi gibi daha pek çok alanla dirsek teması içinde olan bir kuruluştur. PTTO'nun, üniversitedeki akademisyenler ile sanayici arasında karşılıklı güvene dayalı, sürdürülebilir işbirlikleri sağlamak ve gerekli platformları oluşturmak konusunda bir arayüz görevini üstlenmek gibi amaçları bulunmaktadır. Ayrıca akademisyenlere ve sanayicilere sunulan temel hizmetler arasında; bilgilendirme ve eğitim hizmetleri, Ar-Ge ve ürün geliştirme, girişimcilik ve şirketleşme destekleri, ulusal ve uluslararası fonlardan yararlanmaya yönelik proje geliştirme, yenilikçi fikirlerin yatırımcılar için paketlenmesi gibi pek çok hizmet de bulunmaktadır.”
Proje kapsamında himmet (gayret) ve netice ilişkisine değinen Yrd. Doç. Dr. Yiğit, “Kimin himmeti milletiyse o tek başına bir millettir. İnsan, himmetini yüksek tutmakla ulvî maksatlara ulaşabilir. Siz de projeyi oluştururken uzun vadeli düşünmelisiniz; kendinize, ailenize, çevrenize, üniversitenize, şehrinize, ülkenize ve dünyaya faydalı olmalıyım diye düşünerek hareket etmelisiniz. İşte bu yüzden projeyi oluştururken bilgi ve birikim, gözlem ve tespit, avantaj ve dezavantajlar, olası alternatifler, izlenecek yol, kullanılacak metot ve iş planı gibi işlem basamaklarına dikkat etmelidir. Mutlaka bir ekiple proje hazırlanılmalı asla yalnız hareket edilmemelidir.” dedi.
“Girişimci insanları mutlu edebilen, insan yaşamına güzellikler katabilen kişidir”
Kamil Özdağ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Arş. Gör. Dr. Muhammet Doğan ise girişimcilik ve girişimcinin özelliklerinden bahsetti.
Arş. Gör. Doğan, “Girişim, girişimcilerin bir işletme kurmak amacıyla ortaya koydukları çabalar ve katlandıkları zorluklardır. Girişimci, risk alarak yenilik veya geliştirme yapan, değerli insan üretebilen ama üretirken değer oluşturabilen, oluşturduğu değerlerle insanları mutlu edebilen, insan yaşamına güzellikler katabilen kişidir. Girişimci sağlıklı bir ekonomiye hayat veren kandır: yeni iş, aş, refah ve fırsat yaratır. Risk alma, fırsatları kovalama, hayata geçirme ve yenilik yapma süreçlerinin tümüne verilen ad ise girişimciliktir. Girişimcilik tanımında yenilik vardır ve bu yenilik; yeni bir malın ya da servisin üretimi, yeni bir üretim metodunun geliştirilmesi, yeni bir pazarın oluşturulması, yeni bir hammadde kaynağının bulunması ve endüstrinin yeniden yapılandırılmasıdır.” dedi.
Taktik, idealist, stratejist olmak üzere üç tip girişimci olduğunu ifade eden Arş. Gör. Doğan, “Orijinal bir fikri ilk defa girişime dönüştüren kişi idealist girişimci; bütüncül bir yaklaşım içinde, fırsatı arayan, algılayan, tanımlayan, yakalayan ve onları işe dönüştüren kişi stratejist girişimci; mevcut teknolojiler altında, belli bir alanda bir ilave yenilik ve gelişme sağlayan, proje geliştiren girişimci ise taktik girişimci tipidir. Bir bilim adamı ya da mühendis verileri toplar, deney yapar, bir hipotez formüle eder fakat bir buluşçu ve yenilikçi ise bir hipotez formüle eder, patent alır ve para kazanır. Steve Jobs'ın bir sözünde dediği gibi, ‘Dünyayı değiştirenler, ancak bunu yapabileceklerini düşünecek kadar çılgın olan insanlardır.’ Hayal gücü de en az bilgi kadar önemlidir. O yüzden bir girişimci; çevreyi takip etmeli, işletmenin karşısına çıkacak değişme ve gelişmelerin fırsat mı yoksa tehdit mi oluşturacağını tahmin etmeli, fırsatları değerlendirebilmeli ve gerekli tedbirleri almalıdır. İyi bir zamanlama ile yenilikçi fikirler, olasılıkları görebilme, bilgi, organizasyon, finansman ve doğru ortaklar ile başarıyı yakalamak mümkündür.” şeklinde konuştu.
“Üniversite, özel araştırmalar; sanayi ise pratik uygulamalar konusunda beceriklidir”
Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Arş. Gör. Mahmut Durgun da girişimcinin şirketleşmesi ve geleceği hakkında bilgiler aktardı.
Üniversite sanayi işbirliğinde karşılaşılan zorluklara değinen Arş. Gör. Durgun, “Sanayici; 'üniversitede birçok bölüm ve öğretim elemanı var, kiminle temas kuracağım, her birim ve kişi kendi işine yoğunlaşmış ancak işleri toplayacak bir birim yok, çalışmaların belli tarihlerde ve belli koşullarda bitmesi lazım' derken, üniversite de 'sanayici ile çalışmayı koordine etmek zor olur, çalışma karşılığının alınmasında problemler çıkabilir, koordinasyon problemi var, döner sermaye uygulaması ile çalışıldığında düşük katkı getirir' gibi düşünür. Her iki tarafın da farklı bakış açıları vardır fakat üniversite özel araştırmalar, sanayi ise pratik uygulamalar konusunda beceriklidir.” dedi.
Arş. Gör. Durgun, “Teknoparklar, üniversiteler ile sanayi kuruluşlarını bir araya getirerek yenilikçi fikirlerin ticari olarak değerlendirilmesini, artan beyin göçünün azaltılmasını ve ülke gelişmişlik seviyesinin arttırılmasını temel amaçlar olarak edinen merkezlerdir. 'Nasıl teknokentte şirket kurarım' diyorsanız; öncelikle ön başvuru formu ve proje bilgi formu doldurulur, daha sonra kira sözleşmesinin imzalanması, kuruluş belgelerin hazırlanması ve şirket kuruluş işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.” diyerek sözlerini noktaladı.